Hasan Hüseyin KARABAĞ karagozevi@superonline.com 0536 218 24 11
   
English | Deutsch | Le Francais | Russian | Duyurular | İletişim | Anasayfa   
İstanbul Kâtibim Karagöz Evi
Hasan Hüseyin Karabağ
    Dünden Bugüne Karagöz
     Karagöz Tarihçesi
     Karagöz Oyun Bölümleri
     Karagöz Oyunları
     Karagöz Oyun Tiplemeleri
     Hayâlî
     Karagöz Dernekleri
     Kullanılan Malzemeler
     Tasvir Yapımı
     Oyun Örnekleri
    Etkinlikler
     Seminerler
     Konferanslar
     Gösteriler
     Karagöz Eğitimleri
Sorularınız ve Cevapları
Karagöz Galeri
Duyurular

Nederlands Filmmuseum’un davetlisi olarak Amsterdam Workshop’undayız.

Stuttgart Lindenmuseum ve Frankfurt Offenbach Ledermuseum’da workshop...

Italyan yönetmen Angelo Savelli’nin asistani Mirco Rocchi ile, Comedia Dellarte masklari yapimi üzerine atölye çalismasi...

Istanbul Gösteri Sanatlari Merkez’inde Geleneksel Türk Tiyatrosu dersleri...


Haberler
  Geleneksel oyunumuz Karagöz hakkında öğrenmek istediğiniz herşey burada
Karagöz Oyun Bölümleri

Mukaddime
Oyundan önce perdenin ortasına konan göstermelik, nâreke (kamıştan yapılmış bir çeşit düdük) zırıltısı ve tef velvelesi ile kaldırılır. Göstermelik oyun hakkında fikir veren bir tasvir olabileceği gibi oyun ile âlakasız bir tasvir de olabilir. Daha sonra seyirciye göre sol taraftan Hacıvat semai formunda bir şarkı söyleyerek gelir, şarkısını bitirdikten sonra perde gazelini okur.
Perde Gazeli: Perdeden Göstermelik na’reke vızıltısı ve def velvelesi eşliğinde kaldırıldıktan sonra Hacıvat tarafından söylenen uyaklı manzum şiirlerdir. Hayali perde gazeline başlamadan “Oof Hay Hak!” diye yaratana seslenir. Oyunların tasavvufî yönlerinin ağırlıklı olarak vurgulandığı perde gazellerinde, yaratanın varlığı ve birliği övülürken insanın aciz bir kul olduğunun altı çizilir. Karagöz’ün ibret perdesi olduğu ve gösterinin bir ders niteliğinde olduğu belirtilir.

En bilinen perde gazeli;

Nakş-ı sun’un remz ider hüsnünde rüyet perdesi
Hace-i hükmü ezeldendir hakikat perdesi

Sîreti sûrette mümkündür temaşa eylemek
Hâil olmaz ayn-ı irfâna basiret perdesi

Her neye im’an ile baksan olur iş âşikâr
Kılmış istilâ cihanı hab-ı gaflet perdesi

Bu hayâl-i âlemi gözden geçirmektir hüner
Nice Karagözleri mahvetti bu sûret perdesi

Şem-i aşkın yandırıp tasviri cismindir geçen
Âdemi amed şüt etmekte azimet perdesi

Hangi zılla iltica etsen fena bulmaz acep
Oynatan üstadı gör kurmuş muhabbet perdesi

Dergah-ı Âl-i Abâ’da müstakim ol Kemterî
Gösterir vahdet elin kalktıkça kesret perdesi.

Bu gazel 1312 (H.) senesinde Üsküdar’da ölen Kemteri mahlasını alan Raşit Ali Efendi’nindir. Karagöze izafe edilen ve Bursa’da Çekirge yolundaki mezar taşına 1310 (H.) yılında yazılmıştır. Bu ve bunun gibi değişik perde gazellerinin okunmasıyla oyun açılmış olur. Perde gazeli bitimiyle Hacıvat seyirciyi selamlar ve Karagöz’ü çağırmak için teganniye başlar. Karagöz bağırmamasını söylese de Hacıvat bağırmaya devam eder. Bunun üzerine Karagöz aşağıya atlayıp, Hacıvat’la alt alta, üst üste kavga ederler. Hacıvat kaçar, Karagöz sırt üstü yerde yatarken anlamsız sözlerden oluşan tekerlemesini söyler.

Karagöz Hacıvat’a kızıp söylenirken, “Bir daha gel bak ben sana neler yaparım” der. Hacıvat tekrar perdeye gelir ve Mukaddime biter, Muhavere (söyleşi – atışma) başlar.

Muhavere
Kelime anlamı karşılıklı konuşma olan muhavere, Karagöz ve Hacıvat’ın tüm özelliklerini bünyesinde barındıran bir bölümdür. Yanlış anlamalara dayalı, kelimelerin ses oyunlarıyla farklı anlamlarda kullanılmaları, ikilinin eğitim öğretim durumları ve kişilik özellikleri bu bölümde iyice belirginleşir. Eski oyunlardan günümüze ulaşan muhavereler asıl oyunun konusuyla ilgili değildir. Yeni yazılan muhavareler ise oyunla ilgili olabiliyor. Bu bölüm Karagöz’ün yabancı sözcükler kullanarak konuşan Hacıvat’ı yanlış anlaması ya da yanlış anlar görünmesi üzerine kuruludur. Böylece muhavere, ortaya türlü cinaslar ve nükteler çıkmasıyla sürer gider. Muhavereler her konuya açıktır, önceden bilinen bir muhaverenin içine günlük olaylar sokulabileceği gibi, günlük olayları şakacı bir dille eleştiren doğaçlama muhaverelerde olabilir. Bu Karagöz oynatan ustanın maharetine ve kültürüne bağlıdır. Evliya Çelebi’nin çok övdüğü Hayâlî Kör Hasanzade Mehmet Çelebi’nin akşamdan sabaha dek değişik taklitler yapıp herkesi hayretler içinde bıraktığı, 18. yüzyıl sonlarında yetişen Kasımpaşalı Hafız’ın da gece sabaha kadar sadece Hacıvat ile Karagöz’ü oynatıp konuşturduğu, dinleyenlerin çatlamak derecesine geldiği ve vaktin nasıl geçtiğini fark etmedikleri biliniyor. 18. yüzyıl sonlarında yetişen hayal küpü Emin Ağa’nın bir söylediği muhavereyi bir daha söylemez diye şöhreti vardır.

Muhavere bölümü Hacıvat’ın Karagöz’den dayak yiyip kaçması, yalnız kalan Karagöz’ün “Sen gidersin de ben dururmuyum. Ben de giderim evime bakalım ayine-i devran ne suretler gösterir” diyerek çıkması ile sona erer.

Fasıl (Asıl Oyun)
Bu bölümde baştan sona bir oyun oynanır. Oyunlara ad olan olay örgüsü fasıl bölümünde geçer. Akışa göre kendi kılık ve şiveleri ile çeşitli tipler perdeye gelip giderler. Gelen her tip kendi müziği eşliğinde şarkısını söyler.

Bitiş
Fasıl bölümü sona erdikten sonra Karagöz ile Hacıvat perdeye gelirler. Karagöz Hacıvat’ı tekrar döver, bunun üzerine Hacıvat “Yıktın perdeyi eyledin viran, varayım sahibine haber vereyim heman” der ve seyirciyi selamlayarak çıkar. Karagöz’de “Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola! Hacıvat bir dahaki oyunda yakan elime bir geçer bak neler ederim sana neler” der ve seyirciyi selamlayarak çıkar. Perde arkasındaki ışığın sönmesiyle oyun sona erer.

** Hasan Hüseyin KARABAĞ **

[ Anasayfa ] [ Hasan H.Karabağ ] [ Karagöz Tarihçesi ] [ Soru ve Cevap ] [ Duyurular ] [ İletişim ]
Hasan Hüseyin KARABAĞ karagozevi@superonline.com 0536 218 24 11
Karagozevi © 2004